HABERLER
  • Brent petrolün varil fiyatı 90,38 dolar
  • Brent petrolün varil fiyatı 89,92 dolar
  • Günlük üretim 40 bin varili aştı
  • Araç sahipleri dikkat! 1 Ocak΄ta başlıyor...
  • ABD΄de petrol üretimi rekor kırdı
  • Brent petrolün varil fiyatı 89,74 dolar
  • Petrol fiyatları 5 ayın zirvesinde
  • Libya petrolü Sudan iç savaşını körüklüyor mu?
  • Brent petrolün varil fiyatı 87,28 dolar
  • Rusya Petrol Üretimini Düşürecek
  • Brent petrolde Paskalya tatili nedeniyle işlemlere ara verildi
  • Türkiye’nin petrol ithalatı ocakta yüzde 11,02 arttı
ULUSAL ŞAMPİYONLAR VE REKABET POLİTİKALARI

ULUSAL ŞAMPİYONLAR VE REKABET POLİTİKALARI

Rekabet Kurumunun internet sitesindeki Rekabet Günlüğü köşesindeki yazıları ilgiyle takip edilen Rekabet Kurumu Başkanı Baş Danışmanı Prof. Dr. Erdal Türkkan, bu kez ulusal şampiyonlar ve rekabet politikaları konusunda yazdı.

 


Ulusal şampiyon  (national  champion) kavramı küresel piyasalarda ön sıralarda yarışma konumuna gelen veya gelebileceği umulan ve bu amaçla desteklenen büyük ulusal firmaları ifade eder.  Bu tanım çerçevesinde bir firmanın ulusal şampiyon sayılabilmesi için dört koşul vardır. Bunlardan birincisi firmanın genel merkezinin, yaptığı faaliyetin stratejik unsurlarının belli bir ülkede olması ve çoğunluk hisselerinin de o ülkedeki girişimcilerin kontrolünde olmasıdır. Bu anlamda ulusal şampiyon kavramı çok uluslu firmadan farklıdır. Ulusal şampiyonun ikinci özelliği, kendi ülkesinde ilgili piyasada hâkim durumda hatta tekel konumunda olmasıdır. Üçüncü özellik, ulusal şampiyonun küresel piyasalarda belli başlı firmalar arasında yer alması ve bunlarla baş edebilecek konumda veya bu konuma gelme potansiyelinde olmasıdır. Bu özellik ulusal şampiyon kavramını ulusal (milli) firma kavramından ayırmaktadır. Bu çerçevede ulusal firma kavramı küreselleşme sürecinde anlam kazanan bir kavramdır. Ulusal şampiyonun dördüncü özelliği ise sahip olduğu durumun oluşması, muhafazası ve geliştirilmesi için hükümetlerden ve kamuoyundan destek görmesi, diğer bir ifade ile ulusal şampiyonların varlığının belli bir sanayi politikasına dayanmasıdır. XX. Yüzyılın ortalarından itibaren iktisadi gelişme ve küreselleşme sürecinde ulusal şampiyonlar yaratma ve ulusal şampiyonları gözetme politikaları pek çok ülkede sanayi politikasının önemli bir unsurunu oluşturmaya başlamıştır. Bazı ülkeler rekabet politikalarının ön plana çıkmasıyla bu politikaları terk etmiştir. Ancak ulusal şampiyonlarını muhafaza ve geliştirme politikalarına devam eden ülkeler de vardır.  Günümüzde ulusal şampiyonları koruma politikaları,  rekabet politikalarıyla sanayi politikalarının karşı karşıya geldiği bir alan olarak önem kazanmaktadır. 2008 Krizi ile birlikte,  konu yeniden ön plana çıkmış, kriz sırasında ve sonrasında ulusal şampiyonları destekleme eğilimlerinin kuvvet kazanması olasılığında artış gözlenmiştir. Burada karşımıza çıkan sorular, ulusal şampiyonlar yaratmaya yönelik politikaların hangi ülkeler tarafından hangi alanlarda uygulandığı, bu politikaları savunanların hangi argümanlara dayandıkları, aleyhte argümanların neler olduğu; ulusal şampiyonlar yaratma politikasının ne ölçüde rekabet politikalarıyla uyumlu olduğu ve ulusal şampiyonları korumak için rekabet politikalarında bir gevşetme yapılmasının ne ölçüde uygun olabileceğidir.

Ulusal şampiyonlar yaratma politikasını bilinçli biçimde ilk uygulayan ülke Japonya olmuştur. Bu konuda Sanayi ve Uluslar Arası Ticaret Bakanlığı (MITI) öncülük ve koordinasyon görevi yapmıştır. Japonya’ da aristokrat ailelerin kontrolündeki büyük firmaların (Zaibatzus) hâkimiyetine dayalı sanayi yapısı,  ulusal şampiyonların oluşumunu ve gelişmesini kolaylaştırıcı etkiler yaratmıştır. Ulusal şampiyonlar öncülüğünde küresel piyasalarda ön plana çıkma stratejisi daha sonra Kore, Tayvan gibi “Uzakdoğu Kaplanları” olarak adlandırılan ülkelerde de uygulanmıştır. Ulusal şampiyonlar yaratmaya yönelik sanayi politikaları önemli bir devletçilik geleneği olan bazı Avrupa ülkelerinde de uygulanmıştır. II. Dünya Savaşı öncesinde yaşanan faşist dönemler ve savaş koşulları ulusal şampiyonların oluşması için gerekli altyapıyı sağlamıştır. Bu bağlamda, İtalya, İspanya, Fransa ve Almanya gibi ülkeler bilinçli ve açık bir biçimde ulusal şampiyon yaratma politikalarını uygulamaya koymuşlardır.  Bu politikaların gerisinde savaş sonrasında küresel liderliği garantileyen ABD’ nin ve hızla gelişen Japonya’ nın ekonomik üstünlüğünü dengelemek önemli bir motivasyon unsuru olmuştur. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bazı gelişmekte olan ülkelerde de Uzakdoğu ‘da uygulanan selektif sanayi politikalarının gösterdiği  “başarı” benzer politikaların izlenmsinde etkili olmuştur. Son olarak küresel rekabette hızla yerini sağlamlaştıran Çin ‘in de ulusal şampiyon politikası izleyen ülkeler kervanına katıldığı gözlenmektedir. Ancak özellikle geleneksel rekabet politikalarına bağlı kalan ve fiilen güçlü ulusal şampiyonlara sahip olan ülkeler  (ABD, İngiltere) ise ulusal şampiyon yaratma politikalarına karşı çıkmışlardır. Bazı ülkelerde de bu konuda başlatılan politikalardan geri adım atılması söz konusu olmuştur.

Ulusal şampiyonlar, genellikle “stratejik” olarak nitelendirilen ve küresel piyasalarda gelişme şansı olan sektörlerde yaratılmaya çalışılmıştır. Ancak, stratejik sektör kavramı ülkeden ülkeye ve zaman içinde farklılık gösterebilmektedir. Bu çerçevede ulusal şampiyonların bankacılıktan lojistiğe, demir çelikten bilgisayara, otomotivden mikroçipe, kimyadan uçak veya gemi yapımına, fotokopi makinasından fotoğraf makinasına kadar çok çeşitli alanları kapsadığı görülmektedir.

Ulusal şampiyon yaratma politikalarının gerisinde her şeyden önce yabancı sermayeye ve küreselleşme olgusuna güvensizlik vardır. Bu güvensizlik şüphesiz uzun süren kolonyalist dönemin acı tecrübelerinden beslenmektedir. Ancak bu güvensizlik kendisini  “anti- emperyalist” ve “anti- kapitalist” olarak nitelendiren tüm ideolojiler tarafından vurgulanmıştır. Bu yaklaşım çerçevesinde yabancı sermeyenin “sömürüsünden ve diğer ülkeleri azgelişmiş bırakmasından” kurtulmanın yolu, ulusal firmaların desteklenmesinden geçmektedir. Ancak ideolojik faktörler, ulusal yaklaşımları desteklemekle birlikte, ulusal aktörlerin küresel düzeyde etkinlik kazanmasına her zaman yeşil ışık yakmamıştır. Bu nedenle ulusal şampiyon yaratma hedefinin tüm antiemperyalist yaklaşımlar tarafından desteklendiğini söylemek mümkün değildir.

Ulusal şampiyon yaratma politikalarını destekleyen bir başka görüş “çocuk endüstriler” argümanı olmuştur. Çocuk endüstri argümanına göre (1), gelişmekte olan ülkelerde yeni kurulan teşebbüslerin, gelişmiş ülkelerde uzun zaman içinde gelişen güçlü firmalarla rekabet etmesi mümkün değildir. Dolayısıyla ulusal firmaların hızla güçlenmeleri için belli bir süre çok yönlü olarak destek verilmesi gerekmektedir. Ulusal şampiyon yaratma bu bağlamda uygulanabilecek tüm sınaî politikaların nihai hedefini oluşturmaktadır.

Ulusal şampiyon yaratma politikasının arkasındaki bir başka argüman, küresel düzeyde rekabet gücü kazanabilmek için boyut ve kapsam ekonomilerinin avantajlarından tam olarak ve çok yönlü olarak yararlanma gereğidir. Ulusal şampiyon, hem ulusal ekonomideki hâkim konumu ile hem de küresel pazarlardan pay alma yoluyla küresel rekabetin gerektirdiği “kritik boyuta” (critical mass) (1,3) ulaşmış olacaktır. Çünkü pek çok ekonomide iç pazar büyüklüğü kritik boyuta ulaşmak için yeterli değildir. Bu şekilde hem en ileri teknolojikleri uygulama, hem en etkin pazarlama tekniklerini devreye sokma hem de AR-GE için gerekli fonları yaratma ve bunları etkin bir biçimde kullanma imkânı doğmuş olacaktır. Ayrıca ulusal şampiyonlar, güçlü bir partner olarak uluslararası işbirliğinin ulusal çıkarlar doğrultusunda yapılmasını ve gerekli teknolojilerin en avantajlı koşullarda transferini sağlayabilecektir.

Ulusal şampiyon yaratma politikalarını destekleyenlerin kullandıkları bir başka argüman, gelişmekte olan ülkelerin ulusal şampiyonların, ulusal ekonomi üzerinde yaratabileceği harekete geçirici ve uyarıcı etkilerden en üst düzeyde yararlanmaya ihtiyaç duyduklarıdır. Ulusal şampiyonlar, bilinçli bir biçimde ulusal girdilerin kullanılmasına, ulusal düzeyde istihdam yaratılmasına vs. katkıda bulunacak ve ekonominin hızla gelişmesinde bir motor rolü oynayacaktır. Ulusal şampiyonların harekete geçirici etkileri davranışsal düzeyde de söz konusu olacaktır. Ulusal şampiyonların kazandığı başarılar, hem uzun yıllar içinde oluşmuş kendine güvensizliğin aşılmasında etkili olacak, hem de geleceğe daha güvenle bakılmasını ve geleceğe yönelik faaliyetlerin ivme kazanmasını sağlayacaktır. Bir anlamda ulusal şampiyonlar ulusal gururun artmasının ve kalkınmanın bir kaldıracı olarak işlev yapmasının en ayrıcalıklı aracı olacaktır.

Ulusal şampiyonların krizlerin önlenmesi ve krizden hızlı çıkışın sğlanması açısından da önemli bir enstrüman işlevi yapabileceği argümanı, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde daha sık telaffuz edilen bir görüştür. Ulusal şampiyonlara verilen destekler ulusal ekonomide canlanmanın sağlanmasında birinci derecede etkili olacaktır. Böylece krizle mücadelede yapılan harcamaların geri dönme  şansı da daha yüksek olacaktır.

Ulusal şampiyonlar yaratmada stratejik sektör (1) (savunma, stratejik önemi olan hammaddelerin değerlendirilmesi vs.) argümanı da daima önemli bir rol oynamıştır. Stratejik sektör argümanı genellikle ulusal bağımsızlığı koruma ve güçlendirme amacına dayandırılmaktadır. Uluslararası teknoloji transferi imkânlarının sınırlı kalmasının veya yabancı sermayenin ağır ön koşullar ileri sürmesinin de stratejik sektör argümanını kullananlar tarafından dile getirildiği görülmektedir.

Ulusal şampiyon yaratma görüşüne karşı kullanılan argümanları da üç noktada özetlemek mümkündür.  Bunlardan birincisi misilleme argümanıdır. (3) Bu argümana göre bazı ülkelerin ulusal şampiyon yaratmak için rekabetle bağdaşmayan sanayi politikalarını devreye sokması,  bu politiklerden zarar görecek ülkeleri ve diğer ülkeleri benzer politikaları devreye sokarak misilleme yapmaya itecektir. Bu misillemeler hem ulusal şampiyon yaratma politikalarını etkisiz hale getirecek, hem de küresel düzeyde sektörel hatta genel krizleri tetikleyebilecek bir yapılanmanın olmasında etkili olacaktır. Geçmişte, demir çelik sektöründe,  gemi yapım sektöründe, optik aletler sektöründe, petrokimya sektöründe vs. yaşanan ve günümüzde de mikro çip alanında görülen aşırı kapasiteye dayalı krizlerde ulusal şampiyon yaratma politikalarının büyük rolü olmuştur. Ulusal şampiyon yaratma politikalarında ısrar edilmesi ve bu politikaların sistematik bir biçimde uygulanmasının yol açacağı misillemeler zaman içinde kendi içine kapalı ulusal ekonomilere dönüş eğilimlerini güçlendirerek bizatihi ulusal şampiyon yaratma imkânlarını ortadan kaldırmış olacaktır.

Ulusal şampiyon yaratma politikasına karşı geliştirilen bir başka argüman kaynak israfı argümanıdır.  Bu argümana göre piyasa sinyalleri hesaba katılmadan, rekabet ortamının düzeltici ve yol gösterici etkilerinden yararlanılmadan belli sanayilere önemli kaynak transferleri yoluyla büyük yatırımlar yapılması, bu alanlarda kısa veya orta vadede büyük kaynak israflarına neden olabilecektir. 1950΄ li yıllarda Fransız hükümetlerinin savaş sanayileri olarak nitelendirilen kömür ve demir çeliğe yaptığı büyük yatırımların gereksizliği kısa zamanda anlaşılmıştır. Ayrıca 1960 ve 1970΄ li yıllarda Fransız hükümetlerinin Concorde’ a yaptığı yatırımlar ve bilgisayar sanayiini geliştirmek için harcadığı milyarların da amacına ulaşamadığı görülmüştür. (4)  

Ulusal şampiyonların yöneticileri ne kadar ehliyetli olursa olsun kendilerine destek sağlayan hükümetlerin popülist taleplerini de mutlaka göz önüne almak zorunda kalacaktır.  Ayrıca sıfır bedelle elde edilen kaynaklar, genellikle rekabet ortamında yapıldığı gibi dikkatli bir biçimde kullanılmayacaktır. Kaynak israfı ulusal şampiyonların iç piyasada uygulayacakları tekelci fiyat politikaları ve miktar kısıtlamaları nedeniyle de ortaya çıkabilecektir.  İhracat maksimizasyonu politikaları çerçevesinde uygulanan aşırı sübvansiyonlu fiyatlar, hem yurt dışına kaynak transferi yapılmasına, hem de küresel düzeyde ticareti kısıtlayıcı tedbirlerin yaygınlık kazanmasına yol açabilecektir. Böylece ulusal şampiyon yaratma politikaları küresel düzeyde de refah kayıplarını tetikleyici etkiler yaratabilecektir.

Ulusal şampiyon yaratma politikasına karşı ileri sürülebilecek bir başka argüman bu amaca ulaşılırken kullanılan yöntemlerle ilgilidir. Bu argümana göre ulusal şampiyon yaratılması politikalarında yanlış olan hedef değil, bu hedefe ulaşmak için kullanılan araçlardır. Ulusal şampiyon yaratma politikalarının ulusal ve uluslar arası düzeyde yarattığı istenmeyen sonuçlar, bu amaca ulaşmak için kullanılan yöntemlerin geniş ve dar anlamda rekabet politikalarıyla uyumlu olmamasından kaynaklanmaktadır. Şayet ulusal şampiyonların yaratılması için suni rekabet üstünlüğü sağlayacak şekilde karşılıksız doğrudan AR-GE destekleri, ihracat destekleri, yatırım destekleri veriliyorsa, ulusal şampiyonu dış rekabetten koruyucu dış ticaret engelleri yaratılıyorsa geniş anlamda rekabet politikalarına saygı gösterilmiyor demektir. Diğer taraftan ulusal şampiyon hâkim gücünü hem fiyat belirlemede hem de rakiplerinin girişini engelleme amacıyla serbest bir biçimde kullanabiliyorsa veya rakipleriyle bir masaya oturup fiyat tespiti veya pazar paylaşımı yapabiliyorsa rekabet politikaları devre dışı bırakılıyor demektir. Nihayet ulusal şampiyon yabancıların birleşme ve devralma girişimlerine karşı korunuyor ise dar anlamda rekabet politikaları çiğneniyor demektir. 

Oysa küresel piyasalarda rekabet şansı yakalayabilmek için tek yol, tüm adil rekabet kurallarının çiğnenmesi değildir. Gelişmiş bir rekabet ortamında üstünlüklerini kanıtlayan ulusal firmalar, uluslararası rekabet ortamında da başarı sağlayabilecektir. (2) Bu açıdan 1970- 80 döneminde yaşanan Japon tecrübesi çok ilginçtir. Japonya’da ulusal şampiyonlar, büyük destek verilen sektörlerde ( uçak sanayii, software perakende, gibi.) değil, destek verilmeyen sektörlerde (otomobil, robotik, fotokopi ve fak cihazları vs .) ortaya çıkmıştır. (1)

Diğer taraftan küresel düzeyde başarı sağlamak sadece büyük firmalara mahsus bir performans değildir. Ulusal düzeyde rekabetçi temeller üzerinde oluşan veya oluşturulan kümeleşmeler (3) hem kendi içinde rekabeti sağlayarak tüketici refahına daha fazla katkı yapma, hem de küresel düzeyde rekabet avantajı sağlama fırsatını verebilecektir. 
 
Ulusal şampiyon yaratma politikasının bir diğer alternatifi de uluslar arası bütünleşmeye gitmektir. Bu bütünleşmenin en önemli avantajı, teşebbüslerin hitap ettikleri pazarın genişlemesi ve bu geniş pazarda yabancı rakiplere göre bazı avantajların sağlanmış olmasıdır. Şüphesiz bu alternatifin cazibesi, bütünleşmenin rekabetçi temellere oturtulması koşuluna bağlı olacaktır.

Nihayet yabancı sermayeye ve küresel kapitalizme güvensizlik yaratan politikalar artık etkisini çok önemli ölçüde kaybetmiştir. Açık sömürgecilik ve sömürge savaşları dönemi sona ermiştir. İnsanlık A. Smith’in XVIII. Yüzyılın sonlarında anlatmaya çalıştığı bir gerçeği yeni yeni kavramaya başlamıştır. Bu gerçek, küresel düzeyde serbest ticaretin herkesin yararına olduğu ve bu bağlamda serbest ticaretin sağlayacağı net avantajların en etkili sömürgecilikten bile daha yüksek olabileceğidir. Küreselleşmenin sağladığı avantajların boyutu da doğrudan küresel düzeyde rekabet kurallarına uyulması ile ilişkilidir. Bu çerçevede, yabancı teşebbüslerin bir ülkeyi ana üst gibi değerlendirerek tüm dünyaya hitap eden faaliyetler göstermesi (Çin’de olduğu gibi) mümkün olduğu gibi, her ulustan firmaların başka ülkelere giderek bu ülkelerin yarattığı potansiyeli küresel düzeyde değerlendirmesi ve bu yolla kendi ülkesine avantaj sağlaması da mümkündür. 

O halde önemli olan ulusal şampiyonların hükümetler tarafından değil, rekabetçi piyasa tarafından belirlenmesi kuralına herkesin uymasıdır. Bu çerçevede ulusal şampiyonlar yaratılması için rekabet politikalarında gevşeme yapılması konusunda kamuoyundan gelebilecek baskılara itibar edilmemesi ve ulusal şampiyonların ülke ve dünya ekonomisine maliyetinin, sağlayabileceği faydaların çok üzerinde olacağının herkes tarafından anlaşılmasına yönelik rekabet savunuculuğu çabalarına ağırlık verilmesi gerekmektedir.

 

HABER ARŞİVİ

Aylara Göre Haber Sayıları: Haberleri görmek için sayıların üzerine tıklayın.

Yıllar Oca. Şub. Mar. Nis. May. Haz. Tem. Ağu. Eyl. Eki. Kas. Ara.
2024 35 40 30 10 0 0 0 0 0 0 0 0
2023 46 37 55 111 55 43 50 52 48 44 24 35
2022 80 89 110 58 77 91 54 50 49 62 60 59
2021 34 41 62 51 43 41 36 40 51 59 41 58
2020 13 7 28 71 51 38 27 14 29 32 41 43
2019 26 25 25 18 15 27 15 22 24 21 17 20
2018 17 30 22 13 32 19 20 19 41 43 46 37
2017 23 17 34 17 23 29 27 27 24 31 28 27
2016 23 34 21 41 27 29 7 25 13 27 26 26
2015 18 19 30 25 5 23 21 29 13 21 8 30
2014 18 13 21 19 18 13 9 15 9 11 22 23
2013 20 16 23 24 22 29 22 20 17 20 18 23
2012 22 34 49 30 24 27 26 23 13 17 9 25
2011 9 6 11 12 8 18 18 8 4 11 18 16
2010 14 14 15 10 8 7 14 5 12 4 7 26
2009 16 23 23 17 26 41 51 38 17 28 31 23
2008 3 5 3 2 2 8 7 11 8 17 28 15
Haber Tarih Aralığı: 2009 - 12. ay
  • KİRLİSİ UCUZ TEMİZİ PAHALI (28 Aralık 2009 Pazartesi)
  • 20 MİLYON LİRALIK VERGİ CEZASI (23 Aralık 2009 Çarşamba)
  • BP PLUS EUROPA TÜRKİYE ‘de (22 Aralık 2009 Salı)
  • Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından: (19 Aralık 2009 Cumartesi)
  • EPDK YENİ, BİNASINDA (15 Aralık 2009 Salı)
  • TPAO GAZPROM’LA EL ELE ZAFER KAZANDI (14 Aralık 2009 Pazartesi)
  • İSTASYONDA CİNAYET (10 Aralık 2009 Perşembe)