EPDK Başkanı Hasan Köktaş, Kurumun 2008-2009 yılı faaliyetlerine ilişkin basın mensupları ile kahvaltılı bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi. 2008 yılının dünya üzerinde bilinen en büyük krizin etkileri altında geçtiğini belirten Köktaş, 2008 yılının özellikle son iki çeyreğinde reel sektörü de etkilemeye başlayan finansal krizin etkisinin bir müddet daha sürdüreceğini söyledi. 2008 yılının enerji sektörü açısından son derece hareketli bir yıl olduğuna dikkat çeken Hasan Köktaş, “2008 yılının bir diğer özelliği de, aşırı fiyat hareketlerinin yaşandığı bir yıl olmasıdır. Örneğin, uluslararası doğal gaz piyasasında aşırı fiyat hareketleri olmuştur. Petrol piyasasında da bu aşırı fiyat hareketleri yaşanmıştır. Petrol fiyatları aynı yıl içerisinde tarihinin en yüksek ve en düşük fiyatlarından birine ulaşmıştır” dedi. Küresel finansal krizin etkilerinin 2009 yılında da devam edeceğini savunan EPDK Başkanı Köktaş, “Bu kriz esas itibariyle ABD merkezli bir krizdir. Ülkemiz de bu krizden etkilenen ülkelerden bir tanesidir. Ancak Türkiye, barındırdığı fırsatlarla krizi fırsata çevirebilecek nadir ülkelerden bir tanesidir” dedi.  “2008 yılında enerji piyasalarında bir derinlik oluşmaya başladı” 2008 yılında enerji piyasalarında bir derinlik oluşmaya başladığını ifade eden EPDK Başkanı Hasan Köktaş, “Arzu ettiğimiz rekabetçi piyasayı oluşturmaya yönelik çok ciddi adımlar atılmıştır. 2008 yılı özel sektörün enerji sektörü içerisindeki yatırımlarının çok hız kazandığı bir dönem olmuştur. Halen özel sektörümüzün elinde 20 milyar doların üzerinde yatırımı devam etmekte olan bir portföy bulunmaktadır. Bu yaklaşık olarak 22 bin MW’lık bir kurulu gücü ifade ediyor. Elektrik üretimi açısından baktığımız zaman da 112 milyar kWh’lık bir enerji üretimine denk geliyor. Aynı zamanda özel sektörümüzün 474 adet devam etmekte olan projesi var. Bu da özel sektörümüzün, enerji piyasasında ve özellikle de elektrik piyasasında ciddi bir şekilde rol almaya başladığı anlamına geliyor” şeklinde konuştu. Sektörel değerlendirme toplantıları 14 Ocak’ta başlayacak EPDK olarak, 14 Ocak’ta başlayacak ve yaklaşık Mart ayının ortalarına kadar devam edecek olan bir toplantı trafiğine gireceklerini belirten EPDK Başkanı Hasan Köktaş, şöyle konuştu: “Özel sektörle buluşma toplantılarımız olacak. Sektörümüzde faaliyet gösteren 40’a yakın sivil toplum örgütü var. Bu sivil toplum örgütleri ile 2008 ve 2009 yıllarını değerlendireceğiz. Aynı zamanda krizin enerji sektörüne olan etkilerini azaltmak için ne gibi tedbirler alabileceğimizi ele alacağız. Bu toplantılara petrol sektörüyle başlayacağız. Enerji sektöründe faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri temsil kabiliyeti son derece yüksek olan örgütlerdir. Bu toplantılar sayesinde enerji sektöründe faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri yaşadıkları sorunları ve çözüm önerilerini bizlere iletmiş oluyorlar. Biz de bunları ilgili sektör dairelerimizde değerlendirmeye tabi tutarak, Kurulumuza kararlar şeklinde sunuyoruz. Kurulumuz da bunları tartışıyor, uygun olanları da karara dönüştürerek, sektöre katkıda bulunmaya çalışıyor. Bu tip toplantıları 2008 yılının başında yapmış ve çok ciddi oranda faydalarını görmüştük. 2009 yılının hemen başında yine bu toplantıları yaparak sektörümüzü krize daha dayanıklı hale getirmeye çalışacağız.” “Türkiye’de yabancı sermayeyi en hızlı çekecek sektör enerji sektörü olacak” ‘Ben krizden dolayı lisans başvurumu geri çekiyorum’ diyen hiçbir yatırımcıyı görmediğini belirten EPDK Başkanı Köktaş, “Kriz, esas itibariyle bir dönemin kapandığı yeni bir dönemin başladığı anı ifade eder. Bir dönemin kapandığı doğrudur fakat yeni bir dönem henüz başlamamıştır. Yani hala belirsizliklerin devam ettiği bir dönemi yaşıyoruz. 14 Ocak’ta başlayacağımız sektör toplantılarında da 1 numaralı gündem maddemiz budur” dedi. Sektörün beklentilerini zaten işin başında gerçekleştirdiklerini, bunun yanı sıra sektöre ‘İlave bir talebiniz var mı?’ sorusunu da soracaklarını vurgulayan Köktaş, şöyle konuştu: “Yani yatırımcılar, yatırımdan vazgeçme değil de, belki biraz bekleme, biraz daha bankalarla görüşme, öngörülebilirliğin biraz daha yüksek olduğu bir piyasaya geçişi bekleme gibi bir takım beklentilerle hareket ediyor olabilirler. Bilin ki, Türkiye’de krizi fırsata dönüştürebilecek temel unsurlar vardır, bunların başında da enerji piyasası gelmektedir. Çünkü önümüzdeki dönem hem doğrudan yatırım yoluyla hem de finansman paketleri yoluyla Türkiye’de yabancı sermaye girişini hızlandıracak en önemli faktör enerji yatırımlarıdır. Çünkü enerji yatırımlarının Türkiye’de öngörülebilirliği yüksektir ve ülkemizin yatırım iklimi son derece iyidir. Türkiye’de düzenlenmiş bir piyasa var ve ikincil mevzuatı oldukça sağlıklı. Bu piyasada üretilen ürünün pazarda karşılık bulması çok kolay ve dolayısıyla satın alınmaması gibi bir durum söz konusu olamaz. Böylesi bir yapı dünya üzerinde sadece birkaç tane ülkede var. Belirsizlik ortamının kalkıp da yeni dönemin başlamasıyla Türkiye’de yabancı sermayeyi en hızlı çekecek sektör enerji sektörü olacak. Belki bundan sonraki dönemde taşıyıcı sektörlerden bir tanesi olacak.” “Kanun değişikliği çalışmasına ciddi katkılar sunuyoruz” Doğal gaz sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan EPDK Başkanı Hasan Köktaş, doğal gaz dağıtım ayağında çok oyunculu bir piyasa ve ciddi bir rekabetin olduğunu ifade ederek, “Gelinen nokta itibariyle 63 şehrimize doğal gaz ulaşmış durumdadır. Yaklaşık 40 milyon insanımızın yaşadığı şehirlere doğal gaz alt yapısı döşenmiştir, doğal gaz ulaşmıştır. Bu çok önemli bir rakamdır ve bu çok hızlı bir biçimde artmaya da devam edecektir. Halen ihalesi yapılmamış 12 ilimiz var” dedi. Belirsizliğini koruyan 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nda değişiklik yapılması konusuna da açıklık getiren EPDK Başkanı Köktaş, konuya ilişkin şunları söyledi: “4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nda 2008 yılının sonuna kadar BOTAŞ’ın piyasa payının yüzde 20’nin altına indirilmesi öngörülmekteydi ve maalesef bu öngörü bugüne kadar gerçekleştirilememiştir. Bu nedenle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bir kanun tasarısı çalışması yapmakta. İlgili bütün kurumların katkısıyla doğal gaz piyasasını daha rekabetçi koşullara ulaştıracak ve dolayısıyla birden fazla oyuncunun faaliyet göstereceği bir piyasa haline dönüştürecek çalışmalar çok hızlı bir şekilde devam etmektedir. Bu konuya ilişkin biz de EPDK olarak kendi görüşlerimizi ilettik ve dolayısıyla bu kanun çalışmasına biz de ciddi şekilde katkı sunuyoruz.” “2009 yılı bütçesinin yüzde 33’ünü denetim faaliyetlerine ayırdık” “Denetim faaliyetlerimize olabildiğince hız veriyoruz” diyen Hasan Köktaş,  2009 yılında denetim yöntemlerini değiştirerek, yeni denetim mekanizmalarını devreye sokacaklarını kaydetti. 2009 yılı bütçesinin yüzde 33’ünü denetim faaliyetlerine ayırdıklarını belirten Köktaş, “Dolayısıyla daha kaynağında ve daha yeni teknolojileri işin içine sokarak denetim mekanizmalarımızı geliştirmiş olacağız. Dolayısıyla 2009 daha etkin bir denetim yılı olacak” şeklinde konuştu.  “Son Kurul toplantısında rafineri başvurularıyla ilgili bir gündem maddemiz yoktu” Bir basın mensubunun rafineri başvuruları ile ilgili hangi aşamaya gelindiğini sorması üzerine, EPDK Başkanı Hasan Köktaş, “Rafineriler ile ilgili başvurular elimizde ve değerlendirmeleri yapıyoruz. Bilindiği gibi rafineriler bir ülkenin en büyük ve önemli yatırım araçlarından bir tanesidir. Dolayısıyla enine boyuna ve mevzuata uygunluğunun değerlendirilmesi lazım. Bu değerlendirmeler devam ediyor. Bu sürece ilişkin hiçbir hukuki alt yapı eksikliğine mahal vermeyecek türden sorunları giderdik. İlk defa mevzuatımızda karşılaştığımız bir sorun vardı. Onu da giderdik. 2008 yılının son Kurul toplantısında rafineri başvurularıyla ilgili herhangi bir gündem maddemiz yoktu” şeklinde cevap verdi.  “Vergi rejimini tartışarak biz bir yere varamayız” EPDK’nın, Hükümetten akaryakıt üzerindeki vergilerin indirilmesi yönünde bir talepte bulunup bulunmadığının sorulması üzerine, EPDK Başkanı Hasan Köktaş, “Vergi rejimleri hükümetlerin politikasıdır. Ben vergiler ile ilgili, ‘şu sonuçları doğuruyor’ diyemem. Tabii biz bunların sonuçlarını yaşıyoruz. Bunu daha önceki açıklamalarımızda da söyledik. Ama çıkıp ben vergi rejimlerini tartışmam. Ben rekabetçi bir piyasayı oluşturmaya yönelik yapısal değişikliklerin hepsini tartışırım, ilgili kurumlarla görüşür ve değişiklikleri hayata geçiririm. Vergilerin yüksek olduğunu herkes söylüyor, bireysel olarak ben de söylüyorum ama vergi rejimini tartışarak biz bir yere varamayız. O zaman vergi rejimi değişmedi diye biz de diğer görevlerimizi yapmamış oluruz. Halbuki biz olabildiğince rekabetçi bir piyasa oluşturmaya yönelik faaliyetlerde bulunmamız lazım. Vergi rejimi gibi konular hükümetlerin işidir” dedi. “Bizim en önemli görevimiz rekabetçi piyasaları oluşturmak” EPDK Başkanı Hasan Köktaş, “EPDK, 2009 yılında şunları yaparsa çok başarılı olur dediğiniz bir şey var mı?” şeklindeki bir soruyu da, şöyle yanıtladı: “Kesinlikle var. İki tane noktaya ben çok önem veriyorum. Bir tanesi doğal gaz piyasasında az önce belirttiğimiz rekabetçi piyasa yapısına ulaşmak. İkincisi de elektrik piyasasında üretim ve dağıtım ayağında kamu payını yüzde 50’nin altına indirmek. Bu 2009 yılında tek başına olacak bir olay değildir. Bu iki unsur tüketiciyi korumak için çok önemlidir. Bu rekabetçi piyasaları oluşturmak bizim en önemli görevimizdir.” kaynak  www.petroturk.com

Aylara Göre Haber Sayıları: Haberleri görmek için sayıların üzerine tıklayın.