HABERLER
  • Brent petrolün varil fiyatı 90,38 dolar
  • Brent petrolün varil fiyatı 89,92 dolar
  • Günlük üretim 40 bin varili aştı
  • Araç sahipleri dikkat! 1 Ocak΄ta başlıyor...
  • ABD΄de petrol üretimi rekor kırdı
  • Brent petrolün varil fiyatı 89,74 dolar
  • Petrol fiyatları 5 ayın zirvesinde
  • Libya petrolü Sudan iç savaşını körüklüyor mu?
  • Brent petrolün varil fiyatı 87,28 dolar
  • Rusya Petrol Üretimini Düşürecek
  • Brent petrolde Paskalya tatili nedeniyle işlemlere ara verildi
  • Türkiye’nin petrol ithalatı ocakta yüzde 11,02 arttı
“ SEKTÖRÜN RİSKLERİ KARŞILANAMAZ SEVİYEDE “

“ SEKTÖRÜN RİSKLERİ KARŞILANAMAZ SEVİYEDE “

 

Sigortacılık açısından enerji sektörünün risklerinin masaya yatırıldığı forumda konuşan PETDER Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Ekim, 2008 yılında 5 aylık bir süreçte yaşanan fiyat dalgalanmalarının sektöre verdiği zararın 2 milyar doların üzerinde olduğuna dikkat çekti.


"Enerji Sektöründe Risk Yönetimi" konulu Nart Risk Management Forum, 22 Ekim΄de Ritz Carlton Oteli΄nde gerçekleştirildi. Foruma enerji sektörü adına PETDER Yönetim Kurulu Başkanı ve Total Oil Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Muammer Ekim, Palmet Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Doğanay Samuray ile TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı ve Shell Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Cömert΄in yanısıra, sigorta kuruluşları ve çeşitli sektörel örgütlerin temsilcileri konuşmacı olarak katıldı. Türk Fransız Ticaret Derneği Başkanı Eşref Hamamcıoğlu ile  58 ve 59. Dönem Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Çoşkun ise forumun açılış konuşmalarını yaptılar.

“Türkiye fırsatları  yakalamakta geç kaldı”

Türk Fransız Ticaret Derneği Başkanı Eşref Hamamcıoğlu yaptığı açılış konuşmasında, önümüzdeki 10 yıl içindeki süreçte enerji sektöründe beklenen dengesizliğin bu sektörün önemini gittikçe artırdığına dikkat çekti. Doğu ve Batı bloğunun yıkılmasından sonra dünyada yaşanan en önemli çatışmaların altında yatan temel nedenin enerji kaynaklarının paylaşımı ile ilgili olduğunu belirten Hamamcıoğlu, dolayısıyla enerji konusundaki risklerin arttığını vurguladı.
Daha sonra söz alan 58 ve 59. Dönem Sanayi ve Ticaret Bakanı ve İş Dünyası Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Çoşkun ise petrol ve doğal gazın 20 yüzyılın üstünlük simgesi haline geldiği tespitini yaptı. Çoşkun, "Dünya nüfusunu da hesaba katacak olursak, yeni nesil ekonomik gelişmenin tetiklediği enerji tüketimi ve çevre koşullarının çatışması ile karşı karşıya kalacaktır. Bu nedenle yenilenebilir enerji daha da önem kazanmaktadır. Çevreyi korumanın yanısıra enerjide dış kaynaklara bağımlılıktan kurtulma yolu olan bu kaynakların, ekonomiye itici güç ve istihdama da olumlu katkılar sağlayacağı ortadadır. Enerji terminali olma yolundaki ülkemiz ne yazık ki mevzuatları kısa zamanda aşarak ve yeni teşvikler getirerek bu fırsatları yakalamak yolunda geçmişte geç kalmıştır. Ümit ederiz ki bu konudaki yasa TBMM΄den kısa bir zamanda geçer. Aynı zamanda rüzgar enerji santrallerinde yürürlükteki mevzuat çerçevesinde başlangıçta yapılan yanlışlıklar düzeltilir ve bu hatalar tekrarlanmaz. Yetkili kurumlar bu önemli konularda ya bilineni yapmamakta ya da yapacağını çok zaman bilmemektedir" şeklinde konuştu.

“Fiyat riskine çare arıyoruz”

Daha sonra "Enerji Politikalarında Dünyada ve Türkiye΄de Yeni Boyutlar, Yeni Trendler" başlığı altındaki birinci oturumda bir sunum yapan PETDER Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Ekim, ülkemizde birincil enerji kaynaklarının tüketiminin sürekli olarak arttığına dikkat çekti

Ekim, PETDER üyelerinin yaşadıkları risklerden birinin fiyat riski olduğunu belirterek 2008 yılının bu fiyat risklerinin algılanması açısından çok önemli bir yıl olduğunu dile getirdi. Ekim konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "2008 yılı içinde 5 aylık bir sürede örneğin motorinde 1000 dolar/ton΄luk bir düşme ile karşı karşıya kalınmıştır. Yani fiyatlar 1350 dolara kadar çıkmış ve 400 dolara kadar düşmüştür. Takdir edersiniz ki bu iş kolunda olan şirketler 4-5 aylık bir sürede 1000 dolarlık bir fiyat düşüşünü yaşarken, bunların doğurduğu risklerin mutlaka önemsenmesi gerekir. Petrol Piyasası Kanunu, rafineri ve dağıtım şirketlerini ayrı ayrı bir önceki yılın satış rakamlarının 20 gününe karşılık gelen bir miktarda stok tutmakla mükellef tutmaktadır. Demek ki ülkemizde bu yasa gereği, bu sektörde faaliyet gösteren şirketler 40 gün civarında bir stoku finansmanlarında tutmaktadır. Bunun değeri 2008 yılında 5 aylık bir süreçte 1000 dolarlık fiyat düşmesinin karşılığı olarak 2 milyar doların üzerindedir. Bu konu özellikle yaşanmış olması açısından sektörümüzün çare aradığı konulardan biridir."

Muammer Ekim, dünyada bu tip ulusal stokları, daha çok kamu fonları ile veya oluşturulmuş sigorta sistemleri ile havuzlanmış fonlarda tutan uygulamaların olduğunu bildirerek ülkemizde de Ulusal Stok Ajansı yaklaşımı ile ETKB΄de henüz hızlandırılamamış bir çalışma olduğunu belirtti ve bu riskin Ulusal Stok Ajansı kapsamında ele alınmasının şirketlerin risklerinin makul seviyede kalması açısından önem arz ettiğini ifade etti.

Muammer Ekim΄in sunumunda yer alan diğer bir risk de girdilerinde petrol maliyeti çok önemli yer tutan şirketlerin, sabit fiyat ile ileri tarihler için taahhüde girmeleri sonucunda yaşadıkları fiyat riskleriydi. Ekim bunu şöyle açıkladı: "Örneğin bir havayolu şirketi çok ileri tarihler için TL bazında sabit olarak bir koltuk sattığı zaman fiilen o uçuşun yapıldığı tarihte gerek dünyadaki jet yakıtı fiyatlarındaki artış gerekse de kurlardaki artışlar mutlak yönetilmesi ve karşılanması gereken risklerdir. Sözleşmeler ile karşıdaki şirketlere yansıtılamayacak olan bu tür risklerin profesyonelce dengelenmesine ihtiyaç vardır. Ülkemizde bu riskleri şirket bazında algılama ve yönetme, bir anlamda hedge etme, yaklaşımları ve şuuru yeni yeni gelişmektedir."


Operasyon ve işletme ile ilgili risklere de değinen Muammer  Ekim, yanıcı ürünler olan petrol ve petrol ürünlerinin taşınması, depolanması ve satılması sürecinde fiziksel risklerin de söz konusu olduğuna değindi. Ekim şunları söyledi: "Kaza ve bunun gibi nedenlerle oluşacak olan hasarlar ve üçüncü şahıslara verilecek olan zararlar sigorta edilmektedir. Bu tip kazalarda çevre ve insan sağlığına verilebilecek zarara karşılık gelen riskler ise, dünya örneklerinde olduğu gibi karşılanması zor meblağlara ulaşabiliyor. Çevrenin ve ekolojik tahribatların yeniden düzeltilmesi riskleri sektörde çok büyük hacimde olup, bu tür riskleri karşılayacak büyüklükte sigorta yaklaşımlarının, yani havuzlama yaklaşımlarının üzerinde çalışılması gereken bir konu olduğunu düşünüyoruz."

“Ulusal markerin riski karşılanamaz seviyede”

Ulusal marker de, Muammer Ekim΄in değindiği riskler arasındaydı. Ulusal markerin faydaları olduğuna ve yasadışı akaryakıt uygulamalarını azalttığına inandıklarını belirten Ekim, bununla beraber rafineri ve dağıtım şirketleri üzerinde yarattığı riskin karşılanamaz seviyede olduğunu vurguladı. Ekim bu konuda çarpıcı rakamlar ortaya koydu:  "2008 yılında akaryakıtlar için kullanılan ulusal marker 156 metreküptür. TÜBİTAK΄tan teslim alındıktan sonra mücbir sebep dışında, markerin başına herhangi bir şekilde gelebilecek olan bir eksilme, kaza ve çalınma gibi durumlarda ortaya çıkacak olan ceza veya risk, 156 metreküp markerin karşılığı olarak, 30,6 milyar TL΄dir. Tüm petrol sektöründen alınan yıllık verginin 35 milyar TL seviyesinde olduğunu ifade etmiştim. Bu risk hiçbir şekilde sigortalanmamaktadır. Çünkü sigortacılık yaklaşımları haklı olarak kaybolan maddenin birinci değerini karşılamak üzere inşa edilmiştir. Burada kaybolan kimyevi maddeye atfedilmiş bir değer riski sektörümüzün üzerinde çok ciddi bir risk olarak durmaktadır. Bu konuyu da EPDK ve ETKB ile sürekli olarak değerlendiriyoruz. Markerin bizzat EPDK sorumluluğunda akaryakıtlara karıştırılmasını tek çözüm yolu olarak görüyoruz."

“İntifa hakları sektörde travma etkisi yarattı”

Ekim, ülkemizde hala geriye dönük uygulamaları içeren kararlar alınabildiğini ve sektörün yakın zamanda yaşadığı dağıtıcı ve bayi arasında yapılan intifa sözleşme sürelerinin mevcut sözleşmeleri de kapsayacak şekilde 5 yıl ile sınırlandırılmasının sektör üzerinde çok büyük bir travma yarattığını belirtti. "Şüphesiz Rekabet Kurulu΄nun rekabetin iyileştirilmesi adına bu tarihten sonra yapılacak sözleşmeleri sınırlandırması gayet normaldir. Ama yıllardır sektörün 10-15 yıl süreler için yapmış olduğu intifa sözleşmelerinin de geriye dönük olarak Eylül 2010 tarihi itibariyle uyumlaştırılması riski ve bunun kaybı çok büyük rakamlara ulaşmaktadır" şeklinde konuşan Ekim, bu hususun Türkiye΄de faaliyette bulunan akaryakıt şirketlerinin değerini önemli seviyede aşağıya çekebileceğini vurguladı.
Tavan fiyat uygulamasına da değinen Muammer Ekim, 2009 yılında iki ay boyunca benzin ve motorin fiyatlarına getirilen ve kendilerine göre haksız ve yasadan yetki almayan tavan fiyat uygulamasının uzun dönem yatırımcıların belleklerinde bir risk unsuru olarak kalacağını ifade etti.

Ekim, sunumunda ülkemizde büyük miktarlara ulaşan cezalara da değindi. Sektördeki tüm şirketlere uygulanan toplam 1,6 milyar TL tutarındaki cezanın uygulanmasının amme alacakları kapsamında tahsilatlara, bir takım teminatlara ve haciz işlemlerine sebep olduğunu vurgulayan Muammer Ekim, "Bu konu Danıştay΄da neticelenmek üzeredir. Dağıtım şirketlerinin haklı olduğu şeklinde bir süreç söz konusudur. Gelinen nokta itibariyle, yasada böyle bir fiil için böyle bir ceza yoktur."
Muammer Ekim son olarak, ulusal marker cezalarının çok büyük riskler içerdiğini ifade ederek "Bu maddenin değiştirilmesi için Bakanlık, EPDK ve herkes mutabıktır ancak henüz madde değiştirilememiştir. Üzerimizde bir risk olarak durmaktadır. Çünkü kaçak kelimesi saygın şirketlerin parasal cezalar dışında itibar kaybı anlamında hatta onların yöneticilerinin sorumlu olmaları anlamında büyük riskler ifade etmektedir" dedi.

“Tanımlanmamış riskler yatırımcıyı rahatsız ediyor”

Muammer Ekim΄in ardından söz alan Palmet Enerji AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Doğanay Samuray ise doğal gaz sektöründeki risklere değindi.  Samuray, Türkiye΄nin son 20 yıldır dünyada en hızlı gelişen enerji marketleri arasında sayıldığını, 20 yıldır üst üste, ortalama yüzde 7,6 büyüyen bir enerji pazarına sahip olduğunu vurguladı.

“Türkiye΄yi arz güvenliği sıkıntısı bekliyor”

İkinci oturumda sanayici, konut üreticileri ve otomotiv sektörünün bakış açıları ve sorunları katılımcılarla paylaşılırken daha sonra gerçekleşen son oturumda "Dünyada ve Türkiye΄de Enerji Risklerinin Yönetiminde Çözüm Senaryoları" konusu masaya yatırıldı.
Bu bölümde Shell Enerji Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkan Yardımcı Nusret Cömert de bir sunum yaptı. Cömert, TÜSİAD΄ın CEO anketinden bazı bilgiler paylaşarak konuşmasına başladı. Ankete göre, CEO΄lar arasında, Türkiye΄de yabancı sermaye yatırımlarının gelecek üç ayda aynı seviyeyi koruyacağını tahmin edenlerin oranı yüzde 72 iken, daha olumsuz bir tablo bekleyenlerin oranı yüzde 16΄ya gerilemiş durumda. CEO΄lar önümüzdeki yıldan itibaren yabancı yatırımcı beklentilerinin hız kazanacağını tahmin ediyorlar.

Nusret Cömert daha sonra, "Enerji Sektöründe Fırsatlar ve Riskler" başlığı altındaki sunumuna geçti. Uluslararası Enerji Ajansı΄nın 2006-2030 enerji yatırım projeksiyonuna göre dünyada yaklaşık 22 trilyon dolarlık bir yatırım ihtiyacı olduğuna değinen Cömert, bunun 12 trilyonluk kısmının ise elektrik sektöründe beklendiğini belirtti.
Türkiye΄deki enerji projeksiyonlarına da değinen Cömert, finansman sıkıntıları nedeniyle enerji yatırımlardaki iptal ve ertelemelere dikkat çekerek, enerji sektöründe özellikle 2008 yılında başlayan krizle yavaşlayan desteğin yeniden sağlanmasının özellikle önemli olduğuna vurguladı.

1954 yılında çıkartılmış olan Türk Petrol Kanunu΄nun o yıllarda liberal bir kanun olarak çıktığını ve ihtiyaca da cevap verdiğini belirten Cömert, bundan sonraki dönemde TBMM΄de bekleyen Türk Petrol Kanunu΄nun yasalaşmasının arama faaliyetleri üzerinde olumlu bir etkisinin olacağını, bunun ise azalmakta olan üretim trendinin tersine dönmesini sağlayacağı beklentisinin olduğunu dile getirdi.
Doğal gazda, 2011 ve 2014 yılında sona erecek olan  iki  kontratın etkisiyle şu anda arz fazlasının dengelenmiş olduğunu vurgulayan Nusret Cömert,  bu arz talep dengesinin 2011 yılından sonra bozulacağını ve Türkiye΄yi arz güvenliği sıkıntısının beklediğini belirtti. Cömert, yerli doğal gaz ve petrol üretiminin toplam payının ilk aşamada yüzde 25 seviyesine çıkartılmasının enerji güvenliği açısından büyük önem taşıdığını ifade etti.

 

www.petroturk.com

HABER ARŞİVİ

Aylara Göre Haber Sayıları: Haberleri görmek için sayıların üzerine tıklayın.

Yıllar Oca. Şub. Mar. Nis. May. Haz. Tem. Ağu. Eyl. Eki. Kas. Ara.
2024 35 40 30 10 0 0 0 0 0 0 0 0
2023 46 37 55 111 55 43 50 52 48 44 24 35
2022 80 89 110 58 77 91 54 50 49 62 60 59
2021 34 41 62 51 43 41 36 40 51 59 41 58
2020 13 7 28 71 51 38 27 14 29 32 41 43
2019 26 25 25 18 15 27 15 22 24 21 17 20
2018 17 30 22 13 32 19 20 19 41 43 46 37
2017 23 17 34 17 23 29 27 27 24 31 28 27
2016 23 34 21 41 27 29 7 25 13 27 26 26
2015 18 19 30 25 5 23 21 29 13 21 8 30
2014 18 13 21 19 18 13 9 15 9 11 22 23
2013 20 16 23 24 22 29 22 20 17 20 18 23
2012 22 34 49 30 24 27 26 23 13 17 9 25
2011 9 6 11 12 8 18 18 8 4 11 18 16
2010 14 14 15 10 8 7 14 5 12 4 7 26
2009 16 23 23 17 26 41 51 38 17 28 31 23
2008 3 5 3 2 2 8 7 11 8 17 28 15
Haber Tarih Aralığı: 2009 - 11. ay
  • AKARYAKIT POMPASINDA PUAN YARIŞI (30 Kasım 2009 Pazartesi)
  • EPDK İLK 9 AYLIK LPG RAPORUNU AÇIKLADI (25 Kasım 2009 Çarşamba)
  • KIŞ MOTORİNİ PİYASAYA ÇIKIYOR… (19 Kasım 2009 Perşembe)
  • 19.KASIM ANKARA΄DA SEKTÖRÜN ZİRVESİ (19 Kasım 2009 Perşembe)
  • REKABET KURULU KARARI (13 Kasım 2009 Cuma)
  • REKABET KURULU KARARI (13 Kasım 2009 Cuma)
  • BENZİN NİÇİN PAHALI (12 Kasım 2009 Perşembe)
  • TABGİS 20’ YE YAKIN TEMSİLCİLİK AÇACAK (11 Kasım 2009 Çarşamba)
  • TURKUAZ PETROL “PETDER” E ÜYE OLDU (4 Kasım 2009 Çarşamba)
  • KIRSAL MOTORİNDE KISITLAMA YOK… (2 Kasım 2009 Pazartesi)
  • KIRSAL MOTORİNE KISITLAMA (1 Kasım 2009 Pazar)