KAYIT DIŞINI CAZİP OLMAKTAN ÇIKARALIM
Sinan ORHON
Biraz eskilere gidelim…
1970-1981 döneminde ülkemiz yokluklar yaşarken petrol başı çekiyordu. Karne ile yakıt satılmaya çalışılırken karaborsa da almış başını gidiyordu. Yani fırsatçılar iş başındaydı ve bayiler meslek örgütleri TABGİS ve PÜİS vasıtası ile hem mal bulup satıp yaşam savaşı veriyor hem de kayıt dışı ile mücadele ediyorlardı.
1983 sonrasında dünyada petrol piyasası açısından işler değişince hem fiyatlar düştü hem de ürün bulmak kolaylaştı. Liberal ekonominin başladığı merhum Özal Hükümeti΄nde gerçekleştirilen ithalat hamleleri, rafinerilerin çalışmaya başlamasıyla birlikte dağıtım şebekesi canlandı. Bununla birlikte yatırımlar gerçekleşmeye başladı. Akabinde 1990΄lara gelmeden kayıt dışı yakıtlar, gündeme yerleşti.
O dönemdeki vergilendirme sistemi, ÖTV adı altında değil de ithal edilen ürünün % 400΄ü kadar İthalat Vergisi + Akaryakıt İstikrar Fonu gibi isimler altında işliyordu. O dönemki vergilerle hesaplama yaparsanız bugünkü fiyatların içindeki oranlara yine ulaşabilirsiniz.
Yine o dönemde EPDK yok, sistem yok, lisans yok, herkes istediği gibi ürün alıp satabiliyor…
Böyle bir ortamda yine bugünküyle aynı oranda vergi ihtiva eden ürünler satılıyor. Hemen fırsat düşkünleri bu büyük parçaya gözlerini diktiler. Peki, nasıl diktiler?
İthalat yapıp ithal edilen ürünün ismini vergisiz ürüne çevirdiler; getirilen ürün akaryakıt, beyannamedeki ismi ise akaryakıt kadar vergi içermeyen başka bir ürün.
Solventli benzin satılıyor diyorlar. Herkes solventli benzin satıldığını söylüyor, PAL laboratuarları denetimler gerçekleştiriyor. Ürün, solvent olarak ithal ediliyor ancak benzin diye satılıyor.
Ardından sınır ticareti konusu gündeme geldi. PETDER, TABGİS, PÜİS, şirketler bu konularda hep çalışmalar gerçekleştirdiler. Bugün geldiğimiz noktada geçmişte yaşanan olayların hep isimleri değişti.
Yaşananların tek sebebi vergiydi. Kayıt dışını cazip kılan vergi sistemidir.
Tütün ürünlerinde vergiler arttırılınca fiyatlar arttı. Fiyatlar artınca tütün ürünleri satanların da satışları arttı mı? Bugün İstanbul΄da her üst geçitte bandrolsüz tütün ürünleri satılıyor.
Burada bir de çok ciddi bir kayıt dışı sektör var. Bu sektörün bir lobisi var. Elbette resmi bir STK yok ortada ancak bu sektörde de çalışanlar var.
Kısacası vergi sistemi düzelmeden bu işler düzelmeyecek.
Günümüzde akaryakıt istasyonlarında otomasyon, yazarkasa ve diğer sistemleri kontrol etmek için yapılan masrafları düşünelim. Örnek olarak artık fatura mutabakatları yapılıyor. Sizin için 2 dakikalık bir iş olabilir ancak bu iş için istihdam oluşturuyorsunuz. Ya da çalışanlarınızdan birine sorumluluk yüklüyorsunuz. Türkiye akaryakıt sektöründeki tüm firmaların ve bayilerin ilettiği fatura mutabakatlarının biriktiği merkezi hayal bile edemiyorum. Tüm bu faturaların kontrol edilip değerlendirilmesi, varsa sorun soruşturulması ve sonuçta cezai açıdan ele alınması ciddi meşakkatli ve zaman alan bir yol.
Tüm bu masraf ve yatırımları ele alıp değerlendirip vardığımız noktada nereye geldiğimize bakmak lazım derim.
Ne yaparsanız yapın, denizanası gibi kayıt dışı faaliyetler bir oradan bir buradan çıkar. Kayıt dışını marinada engelleseniz garajda çıkar, garajda engelleseniz tarlada ortaya çıkar. Bunu engellemenin tek yolu vergi oranlarını düzenlemek.
Empati yaparsak; Hükümet nasıl vergiden feragat edecek? Bütçe açığı, harcamalar derken elbette tahsilat yapmak lazım. Ancak daha doğru bir vergi sistemi ile enflasyonu körükleyecek ürünlerdeki vergi oranlarını düşürürseniz bütçe, dolaylı yerlerden alınacak vergilerle dengelenebilir. Fakat kim gelir oranını düşürmek ister ki?
Kayıt dışı faaliyetlerin gerçekleştirilme yöntemleri ürünün ülkeye giriş noktasındaki kontrolden satış noktasına kadarki kontrole kadar pek de karmaşık değil. Akaryakıt ithalatını azaltmak adına biyoyakıtlar, kağıt üzerinde güzel bir yöntem olarak görünüyor. Biyoetanol ya da biyodizel, Brezilya ve benzeri ülkelerde uygulanıyor. Avrupa ülkeleri ise belli oranlarda kullanımlarını sürdürüyorlar ancak biyoyakıtların kontrolünün de maliyeti yüksek.
Kayıt dışını engellemek adına muhtemel açıkları kapatmak gerekiyor. İhtimalleri minimuma indirmek lazım. Burada mevzuat değişikliği yaparken uygulama sistematiğini de basitleştirmek lazım geldiğini düşünüyorum.
Diğer çok önemli bir konu ise bu tip girişimlerin yaşandığı ülkelerdeki sosyal ve siyasi durumlara bakmak lazım. Böyle bir resme baktığımızda mevcut durumda düzelmesine rağmen İrlanda ve Kolombiya΄yı görürüz. Yani illegal faaliyetlerin olduğu yerde illegal ticaret de oluşuyor demektir.
Yine de Türkiye΄de sektör kendini aklamış durumda. Kayıt dışılık, sektör dışından ve hem sektöre hem de ülke ekonomisine ciddi oranda zarar veriyor.
Aylara Göre Haber Sayıları: Haberleri görmek için sayıların üzerine tıklayın.
Yıllar | Oca. | Şub. | Mar. | Nis. | May. | Haz. | Tem. | Ağu. | Eyl. | Eki. | Kas. | Ara. |
2024 | 35 | 40 | 27 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
2023 | 46 | 37 | 55 | 111 | 55 | 43 | 50 | 52 | 48 | 44 | 24 | 35 |
2022 | 80 | 89 | 110 | 58 | 77 | 91 | 54 | 50 | 49 | 62 | 60 | 59 |
2021 | 34 | 41 | 62 | 51 | 43 | 41 | 36 | 40 | 51 | 59 | 41 | 58 |
2020 | 13 | 7 | 28 | 71 | 51 | 38 | 27 | 14 | 29 | 32 | 41 | 43 |
2019 | 26 | 25 | 25 | 18 | 15 | 27 | 15 | 22 | 24 | 21 | 17 | 20 |
2018 | 17 | 30 | 22 | 13 | 32 | 19 | 20 | 19 | 41 | 43 | 46 | 37 |
2017 | 23 | 17 | 34 | 17 | 23 | 29 | 27 | 27 | 24 | 31 | 28 | 27 |
2016 | 23 | 34 | 21 | 41 | 27 | 29 | 7 | 25 | 13 | 27 | 26 | 26 |
2015 | 18 | 19 | 30 | 25 | 5 | 23 | 21 | 29 | 13 | 21 | 8 | 30 |
2014 | 18 | 13 | 21 | 19 | 18 | 13 | 9 | 15 | 9 | 11 | 22 | 23 |
2013 | 20 | 16 | 23 | 24 | 22 | 29 | 22 | 20 | 17 | 20 | 18 | 23 |
2012 | 22 | 34 | 49 | 30 | 24 | 27 | 26 | 23 | 13 | 17 | 9 | 25 |
2011 | 9 | 6 | 11 | 12 | 8 | 18 | 18 | 8 | 4 | 11 | 18 | 16 |
2010 | 14 | 14 | 15 | 10 | 8 | 7 | 14 | 5 | 12 | 4 | 7 | 26 |
2009 | 16 | 23 | 23 | 17 | 26 | 41 | 51 | 38 | 17 | 28 | 31 | 23 |
2008 | 3 | 5 | 3 | 2 | 2 | 8 | 7 | 11 | 8 | 17 | 28 | 15 |