Mayıs 22.2024 |
16:26
Çeşitli
nedenlerle denize ve toprağa karışan petrolü ekosisteme zarar vermeden
temizleyecek alternatif bir yöntem üzerinde çalışılıyor.
Günümüzde
önemli çevre problemlerinden biri olan petrol ve
petrol türevlerinin oluşturduğu kirlilik, patlama sonucu petrolün etrafa
saçılması, yükleme veya boşaltım esnasında tankerlerden sızma ve atık petrol
ürünlerinin çevreye dağılmasıyla meydana gelebiliyor.
Bu
kirliliği temizlemek için başvurulan yöntemlerin çevre açısından bazı
dezavantajları bulunuyor. Bu dezavantajları ortadan kaldırmak için bilim
insanları, petrolü toprak ve deniz suyundan arındıracak nanoteknolojik ve
biyolojik yöntemler üzerinde yoğunlaşıyor. Bunlardan biri de canlı
mikroorganizmaların kullanıldığı biyoremediasyon yöntemi.
Türkiye΄de
bu kapsamda TÜBİTAK ile Azerbaycan Ulusal
Bilimler Akademisi (ANAS) arasındaki ikili işbirliği çerçevesinde
yayımlanan AR-GE projeleri
çağrısı kapsamında ve SOCAR Enerji Ticaret A.Ş.
ortaklığıyla "Petrol Atıklarpı ile Kirlenmiş Deniz Suyunun ve Toprağın
Mikroorganizma Yüklenmiş Çekirdek/Kabuk Tipi Manyetik Nanopartiküller
Kullanılarak Nanoteknoloji ile Geliştirilmiş Biyoremediasyon ile
Temizlenmesi" başlıklı bir proje yürütülüyor.
Projenin
ANAS tarafında Katkı Maddeleri Kimya Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Parvin
Mammodva, TÜBİTAK tarafında ise İstanbul Teknik
Üniversitesi (İTÜ) Kimya- Metalurji Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Duygu Ağaoğulları yürütücü olarak görev yapıyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kimya-Metalurji
Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Duygu
Ağaoğulları, petrolle kirlenmiş deniz suyunun ve toprağın, manyetik
nanopartiküller ve mikroorganizma ekme yöntemiyle verimli bir şekilde
temizlenmesini sağlayacak bir yöntem tasarlamayı amaçladıklarını kaydetti.
Ağaoğulları,
hem doğal olarak mikroorganizmaları kullanarak biyoremediasyon yaptıklarını hem
de 1 ile 100 nanometre arasında bulunan nanopartikülleri bu sistemle kombine
ederek deniz suyundaki petrolün küçük moleküllere parçalanmasını
sağladıklarını, mıknatıslama tekniğiyle de parçalanmış moleküllerin deniz
yüzeyinden hızlıca toplanarak çok daha hızlı ve geri dönüşümlü olarak
kullanılabildiği bir yöntem geliştirdiklerini belirtti.
"Petrolün
zararını sadece denizde değil tüm ekosistemde görüyoruz"
Gemi kazaları,
arızalar veya sızıntılar nedeniyle her yıl yüksek miktarda petrolün denizlere
karıştığına dikkati çeken Doç. Dr. Ağaoğulları, bu durumun ekosisteme etkileri
hakkında şu tespitleri paylaştı:
"Ekolojik
olarak baktığımızda zaten petrol sızıntıları, planktondan eklem bacaklılara,
süngerlerden istiridyelere ve kabuklulara kadar pek çok canlıya zarar veriyor.
Sadece bu değil tabii ki turizm, balıkçılık gibi
pek çok faaliyet alanına da zarar veriyor. Bunun yanı sıra yine petrolün
toprağa ve kumsallara doğru yayıldıktan sonra kuşlar ve farklı canlılar
tarafından taşınmasıyla bu durum tarımsal faaliyetleri de olumsuz etkiliyor.
Yani bir bitkisel alanın döllenme, tohumlanma, meyvelenme aşamalarına ve
çiftlik hayvanlarına kadar zarar verebiliyor. Dolayısıyla biz petrolün vermiş
olduğu zararları sadece denizde değil, denizden çok daha farklı bölgelerde tüm
ekosistemde görüyoruz."
Projede
geldikleri aşamada, çevreye ve insan sağlığına zararsız olduğu kanıtlanan demir
bazlı nanopartiküllerin üretimlerini gerçekleştirdiklerini ve her bir
nanopartikülün manyetik alan özelliklerinin azalmasını engellemek için
etraflarını doğayla uyumlu, farklı koruyucu tabakalarla kapladıklarını bildiren
Ağaoğulları, bundan sonraki süreçte mikroorganizmaları partikül yüzeylerine
tutturup alınmış örnekler üzerinde çalışılabilme potansiyellerini
belirleyeceklerini aktardı.
"En
az 4 kat daha hızlı bir sistem yaratmak istiyoruz"
Halihazırda
kullanılan yöntemlerde, petrolün sızdığı alanın, denizde yüzen bariyer ya da
çit ile çevrelenerek daha fazla yayılmasının önlendiğini, sonrasında petrolün
vakumlu iş makineleri ya da kepçelerle denizden temizlendiğini veya sızıntı
olan alanda kimyasal maddeler kullanılarak sudan ayrıştırıldığını,
kirliliğe yol açan petrol miktarı az ise yakılarak bertaraf edildiğini anlatan
Ağaoğulları, bu yöntemlerle, üzerinde çalıştıkları sistemi kıyaslayarak şunları
söyledi:
"Bunların
hepsinde aslında belli başlı dezavantajlar mevcut. Mesela yakma yönteminde
uçucu bileşikler bulutlar tarafından emilebiliyor, daha sonra yağmur ile
birlikte tarım alanlarına, çiftlik hayvanlarına zarar verebiliyor ya da
absorban kimyasal dağıtıcılar ile emülsiye edilen sistemler kullandığınızda bu
sefer denizi ya da toprağı kimyasal ile tanıştırmış oluyorsunuz.
Tanıştırdığımız her bir kimyasal hem denizde hem toprakta diğer
mikroorganizmalar tarafından absorbe ediliyor ve sonuç itibarıyla mikroorganizmaların
yaşamsal alanına zarar veriyor. Bizim projemizde ise amaç, manyetik
nanopartikülleri kullanarak tekrarlı bir sistem oluşturmak. Yani bir kere
kimyasal sistemi kullanıp onu bertaraf etmek değil tekrarlı olarak çevrimsel ve
sürekli bir sistem oluşturmak. Manyetik nanopartiküllerin üzerine
mikroorganizmaları yükleyerek de daha doğal bir ayrım oluşturup bunu mıknatıs
ile toparlamak."
Mevcut
yöntemlerle temizleme yapıldığında ekosistemin uzun yıllar toparlanamadığını,
üzerinde çalıştıkları alternatif yöntem ile ekosistemin çok kısa bir sürede
iyileşebileceği öngörüsünde bulunan Ağaoğulları, "Diğer yöntemlerle,
özellikle sadece mikroorganizma ekme yöntemiyle kıyasladığımızda, bundan 4 ya
da 8 kat daha faydalı bir sistem olduğu şimdiye kadar yapılan araştırmalarla
ispatlandı. Yani biz en az 4 kat daha hızlı, daha geri dönüştürülebilir bir
sistem yaratmak istiyoruz." diye konuştu.
"Sistemi
2 yıl sonra tamamen ispatlamayı hedefliyoruz"
Meksika Körfezi΄nde
2010΄da bir İngiliz şirketinin petrol çıkarma faaliyeti sırasında yaklaşık 500
bin ton petrolün denize sızdığını ve bu sızıntının körfez ekosistemine büyük
zararlar verdiğini hatırlatan Ağaoğulları, sızıntının etkilerinin hala
gözlemlendiğini vurguladı.
Azerbaycan
ve Türkiye΄nin iki kardeş ülke olarak petrol kirliliğinin bertarafı için
alternatif bir yöntem oluşturma konusundaki ortak çabasının önemine değinen
Ağaoğulları, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Petrolle
kirlenmiş deniz suyu ve toprak örneklerini alıp manyetik nanopartiküllerle
tanıştırdıktan sonra tekrarlı kullanımları ve verimliliği üzerine birçok deneme
gerçekleştireceğiz. Bunu da yine Azerbaycan΄da bulunan Katkı Maddeleri Kimya
Enstitüsü ile birlikte yapacağız. Partiküllerin mikroorganizmalarla kombine
olduğu ve verimliliğinin de yüksek bir şekilde elde edilebildiği bir sistemi 2
yıl sonra tamamıyla ispatlamış olmayı hedefliyoruz."
Trthaber.com
Aylara Göre Haber Sayıları: Haberleri görmek için sayıların üzerine tıklayın.
Yıllar | Oca. | Şub. | Mar. | Nis. | May. | Haz. | Tem. | Ağu. | Eyl. | Eki. | Kas. | Ara. |
2024 | 35 | 40 | 30 | 20 | 27 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
2023 | 46 | 37 | 55 | 111 | 55 | 43 | 50 | 52 | 48 | 44 | 24 | 35 |
2022 | 80 | 89 | 110 | 58 | 77 | 91 | 54 | 50 | 49 | 62 | 60 | 59 |
2021 | 34 | 41 | 62 | 51 | 43 | 41 | 36 | 40 | 51 | 59 | 41 | 58 |
2020 | 13 | 7 | 28 | 71 | 51 | 38 | 27 | 14 | 29 | 32 | 41 | 43 |
2019 | 26 | 25 | 25 | 18 | 15 | 27 | 15 | 22 | 24 | 21 | 17 | 20 |
2018 | 17 | 30 | 22 | 13 | 32 | 19 | 20 | 19 | 41 | 43 | 46 | 37 |
2017 | 23 | 17 | 34 | 17 | 23 | 29 | 27 | 27 | 24 | 31 | 28 | 27 |
2016 | 23 | 34 | 21 | 41 | 27 | 29 | 7 | 25 | 13 | 27 | 26 | 26 |
2015 | 18 | 19 | 30 | 25 | 5 | 23 | 21 | 29 | 13 | 21 | 8 | 30 |
2014 | 18 | 13 | 21 | 19 | 18 | 13 | 9 | 15 | 9 | 11 | 22 | 23 |
2013 | 20 | 16 | 23 | 24 | 22 | 29 | 22 | 20 | 17 | 20 | 18 | 23 |
2012 | 22 | 34 | 49 | 30 | 24 | 27 | 26 | 23 | 13 | 17 | 9 | 25 |
2011 | 9 | 6 | 11 | 12 | 8 | 18 | 18 | 8 | 4 | 11 | 18 | 16 |
2010 | 14 | 14 | 15 | 10 | 8 | 7 | 14 | 5 | 12 | 4 | 7 | 26 |
2009 | 16 | 23 | 23 | 17 | 26 | 41 | 51 | 38 | 17 | 28 | 31 | 23 |
2008 | 3 | 5 | 3 | 2 | 2 | 8 | 7 | 11 | 8 | 17 | 28 | 15 |